Marka yaratma ve yönetme alanında kariyer planım var. Hangi yolu izlemeli, ne yapmayalım? Sıkça karşılaştığım soru. Takip edilmesi gereken adımları sıralayalım...
01. Yön Seçimi
Marka kariyeri çift yönlü bir yol. Sol tarafta "yaratan" olmak var. Strateji, yazı ve görselliğin kesişiminde danışmanlık işi.
Sağdan giden yolda ise hali hazırda kurumsal bir yapıya dahil olup marka yönetimi titrlerinden birini üstlenmek mümkün. Öncelikle hangi tarafta olmak istediğine karar ver. Yollar arası geçiş yapma imkanı olsa da birinde kalıp devam etmek, uzmanlaşmak ve o yolun en iyisi olmaya çalışmak daha doğru bir tercih.
02. Eğitim
Marka kariyeri yapmak için, marka yaratma ve yönetme eğitimi almak şart mı?
Türkiye'deki marka danışmanlarının pek çoğu kendi kendini eğitmiş durumda. Direk marka ya da pazarlama eğitimleri yok. Kervanı yolda dizmişler. Ee o halde eğitim şart değil. Fakat... Dünyanın en değerli 1.000 markası arasında hiçbir Türk şirket olmadığına göre... Eğitimsiz ne marka yaratılıyor ne de yönetiliyor demek.
Marka hakkında düşünebilmek, konuşabilmek ve üretebilmek için teorik alt yapı gerekli. Bu satırın yazarı, 4 yıl pazarlama merkezli reklamcılık eğitimi aldı. Ardından 2 yıl boyunca aynı bölümde yüksek lisans yaptı. 17 yıl boyunca B2B ve B2C markalar için reklam ve tanıtım projeleri üretti.
Markayı tanıması 5 yılını, tam çerçevesiyle anlaması bir 5 senesini daha aldı. Son 7 yıldır da layıkıyla marka yaratıyor. Üstelik avantajlı. Çünkü yabancılarla ortak. Dünyanın en önemli marka vakaları ve düşünce yapısı elinin altında. Sürekli besleniyor ve öğreniyor. Uzun lafın kısası, marka işi hem eğitime hem de yüksek kalitede tecrübeye göbekten bağlı.
03. Hangi Eğitim?
Ben ekibe danışman arar ve katarken... Doğrudan pazarlama eğitimi arıyorum. Mümkünse yüksek lisans paketi ile beraber. Olmuyorsa sosyal bilimler temeli, üstüne ileri pazarlama eğitimi. Bambaşka bir 4 yıllık eğitimin varsa, markada kariyer imkansız değil ama işin zor. Çünkü 4 yıl kaybın var. Gerçekçi olman gerek.
Kurumsal şirketlerde durum farklı. Onlar zeka seviyesi yüksek, analitik, top 5 üniversiteden mezun gençleri işe alıyor. Genelde de endüstri mühendislerini. Büyüklerin marka yönetim çerçevesi çoktan çizili. O sınırlar içinde hareket etmek daha kolay. Yönetici adayı zeki ve hırslı olsun. Kalanını biz hallederiz, eğitiriz durumu var. Eğitime ayırabildikleri zaman ve kaynak bol.
Danışmanlık tarafında yani marka ajanslarında ise işler çok yoğun. Duralım, zaman tanıyalım ve uzun süre eğitim-oryantasyon verelim deme şansımız az. Sürece direk dahil olabilecek, hemen katkı sağlayacak, markayı bilen hazır kişileri arıyoruz.
04. Multidisipliner Olmak
Marka danışmanları "genaralist" kişiler. Yani her şeyden biraz bilen adamlar. Bu küme işletme, finans, liderlik gibi bilgilerin yanında offline ve online pazarlama, grafik tasarımı, metin yazımı gibi becerileri kapsıyor. Üstüne sos olarak sanat, psikoloji ve sosyoloji ekleniyor. Ana yemek etkili sunum teknikleri, topluluk önünde konuşma ve beden dili gibi garnitürlerle servis ediliyor.
05. Öğrenemez miyim?
İşletme-ekonomi-pazarlama-reklamcılık gibi bölümlerden mezun değilsin. Okul bitti, biraz baktın marka işi hoşuna gitti. Kendini bu sevdaya çok kaptırma. Şansın az. Kaybedilmiş 1.460 günün var. Öğrenebilirim diyerek kendini kandırma; marka fazla derin ve eklektik bir iş. Üniversite sıralarında marka kültürü ile tanışmış, aksiyona hazır kişiler senin önünde.
Bu profilin şansı kurumsal tarafta. Yabancı dilini perçinle, genel bir marka terminolojisi edin ve şansını büyük şirketlerde dene. Sana bu işi öğretecek sabır, zaman, para onlarda.
06. Üniversitedeyim Ne Olacak?
Marka kariyeri hayali kuran her gencin bu işe üniversite sıralarında başlaması şart. Okul bitsin bakarız çok geç. Öğrenci kulüplerinde aktif görev almak, kariyer-pazarlama günlerine katılmak, ücretsiz eğitimlerden yararlanmak önemli. Diğer yandan hem eski teorisyenleri hem de yeni nesil pazarlamacıları okumalı ve takip etmelisin.
Kendine doğru bir Linkedin profili oluşturmalı, pazarlama dünyasının önde gelen kişilerini takip etmeli hatta onlarla iletişimde olmalısın.
07. Master Gerçekten İşe Yarar mı?
Marka master programı eğer lisansın bu konuyla ilintili değilse olabilir. 2 sene daha para kazanmadan yaşayabilir ve programı ödeyebilirsen olur. Bilgi ve Sabancı giderek daha iyi marka okulu oluyorlar.
Böyle bir fırsatın yoksa Coursera seni bekler. Oldukça iyi marka programları var. Üstelik ayda 70 dolar. Bunun yanına mutlaka dijital pazarlama ekle. Çünkü "branding" dediğimiz şey artık e-branding.
08. Nelere Bamak ve Ne Okumak Lazım?
Saffron, Pentagram, Landor gibi global marka ajanslarını ezbere bil. Tüm vakalarını incele ve çalış. Haa bu arada, İngilizcen şöyle böyleyse işin zor. Marka kavramının temeli Amerika. En iyi kaynaklar orada. Kaynak olmadan, gelişim de olmaz.
Brandmap, Marketing Türkiye, Mediacat oku. Netten yarım yamalak değil. Dergileri alıp, her sayfayı didik didik ederek. Bir kez değil. Her ay. Marka temelli Türkçe blog-portalları takip et. Makaleleri tara. Yabancı kaynaklarla haşır neşir ol. Underconsideration'ı bookmarkına ekle.
09. Tasarım Bilmeli miyim?
Tasarımcı olmayacaksın ama dizaynı bilmen gerek. Global marka tasarımcılarını takip et. İş görsel olduğu için Instagram ve Behance doğru adresler. Renk kullanımı, tipografi, leke ve desen sistemi gibi konularda temel seviyede bilgi edin.
10. Peki Kitaplar?
Kitap okuman şart. Okumak bana göre değil diyorsan zaten başka iş yap. Pazar analizi, uluslararası rekabet incelemeleri, detaylı konumlandırma çalışmaları gökten inmiyor. Okuyarak oluyor. İşe başlamadan önce işi okuyarak öğrenmelisin.
Hatta mümkünse kendine marka kütüphanesi oluştur. Bütçen elvermiyorsa sahaflara git. Kapağı açılmamış taptaze 30 euroluk kitapları 12 liraya alabilirsin. Markaları incele. Tarihçelerine bak. Kurucularını bil. Hikayelerini araştır. Bunlar içinden gelmiyorsa ve sana keyif vermiyorsa yol yakınken dönebilirsin.
Marka danışmanlığı uzaktan eğlenceli ve keyifli bir iş gibi gözükür. Gerçekte 24 saat yaşadığın bir dünyadır. İş ayrı özel hayat ayrı diye düşünüyorsan, bankada çalış. Marka danışmanı olma.
Aksine... Hepsine hazırım, kendimi bu işe adamaya karar verdim dersen...
Azimle ... mermeri bile delermiş. Bol şans.
*Azimli sıçan(hayvan olan) duvarı deler :)